“Şimdi hatırı
sayılır ve makul bir süre
kendime haksızlık
etmeyi
planlıyorum.
Ancak böyle ayakta durabileceğim”
diyor
gözkağıtlarım.
Ve o da her saat
gibi
beşe çeyrek var
zaman zaman.
Ki bambaşka
coğrafyalarda,
en ayrık dillerde
aynı anlama
geliyoruz seninle,
her zaman.
Mutlaka.
Ve durmadan, o
anlama doğru geliyoruz
her saat gibi.
Bilmem dikkat
eder misin sen de
babasına
benzediği,
ilk bakışta
anlaşılan kadınlar var dünyada.
Bizi
ilgilendirmiyorlar ama
iyi ki varlar.
Hem hareketli hem
can yakan o şarkılar da.
Belki üç gün
önceydi ama
23 Eylül de iyi
ki var.
Çünkü diyorum
çocuk,
seslerin ancak
giderken mavileştiğini de
yeni
söylemiyoruz.
Bu sanki
kendini
özel bir ısrarla sıkıcılaştıran günlerin de
hala sevilen bir
yanları olmasaydı keşke.
Değil mi ki,
“zaman yok, eskime var?!”
Her şeyin bir
sonu olduğuna inananlara
bir tokat
patlatıp, kaçarak...