Bu Blogda Ara

17 Aralık 2010 Cuma

sen bana öyle

Sen bana öyle baktığında
bir öğretmen geliyor üzerime
saatini çıkararak
ve birileri, bir yerlerde
mutlaka hesap veriyor olmalı.
Öyle baktığında sen bana
bazı erkekler geçiyor gözümün önünden
ve kırpışan bir lambanın altında
bir şiir yazıyorum galiba.
Sen bana öyle bakınca
haksızlık ediyorsun.
Yetinmiyorsun,
zamansız kapı çalıyor bir de.

Sen bana öyle baktığında
üzerime geliyorum.

8 Aralık 2010 Çarşamba

Beyoğlu, bi'daha

Bu akşam Beyoğlu’na gideyim
yine çok melezsin bugün
yanlış kadınlarla birlikte olma safhasında öğlen
Beyoğlu’na gideyim.
Caddenin başında bir kanepe, somonlu
aşağıda kokoreç, az
hemen gideyim.
Bir Anadolu delikanlısı yan masada
dönerek, bilmezlikle
-ne naif bilmezlik-
sorsun:
“Abi Nişantaşı burdan uzak mı?”
“Metroya binersen yakın, yürürsen rakı”
yalnız gideyim, Beyoğlu’na.
Kimle ayaküstü laflasam aynı zevk
kimi özlesem aynı rastlantı
yörüklerin yolu Asmalımescit
gideyim gideyim.

2 Aralık 2010 Perşembe

sonraca

Boğaz’dan herkes beslendi
onu gördü
Bodrum Kalesi’ni de
gramofon, plak ve kaset de öyle
hatta Betamax, VHS...
Ama mesela birileri
cebinde telefonu göremedi
telefonunda bilgisayarı
bilgisayarında oğlunu
kağıt gibi incecik televizyonu da
göremedi birçokları.
Ben gördüm.
Göremediklerimi de
birileri anlatır artık sonraca.

İnsan her dili öğrenebilir
sonraca hariç...