Bu Blogda Ara

4 Aralık 2013 Çarşamba

yarım yaş


aslına bakarsan
kimseyle aynı yaşta değilim
sadece her yıl
birkaç akşamüstü biriktirebiliyorum,
buradan bakınca da
çok umut verici sayılmam.

Neden çoğunca sevilmez matematik acaba,
duygularla ilgilenmediği için mi?
Bundan da emin değilim.

Ama eminim ki
Az Şekerli Türk Şiiri’ni sevdim
onu bir tiryaki sadakatiyle
her sevdiğim yerde unuttum.
Ancak unuttuklarımın bir kısmı
yaşıt olabilirler belki,
canım da yarım kalmıştır, kim bilir!

Ve ne zaman yarım bıraktıklarımı düşündüysem
canım rakı istedi.


(yaşıt değilim hala)

30 Mayıs 2013 Perşembe

border line


“Şimdi hatırı sayılır ve makul bir süre
kendime haksızlık etmeyi
planlıyorum. Ancak böyle ayakta durabileceğim”
diyor gözkağıtlarım.
Ve o da her saat gibi
beşe çeyrek var zaman zaman.
Ki bambaşka coğrafyalarda,
en ayrık dillerde
aynı anlama geliyoruz seninle,
her zaman. Mutlaka.
Ve durmadan, o anlama doğru geliyoruz
her saat gibi.

Bilmem dikkat eder misin sen de
babasına benzediği,
ilk bakışta anlaşılan kadınlar var dünyada.
Bizi ilgilendirmiyorlar ama
iyi ki varlar.
Hem hareketli hem can yakan o şarkılar da.

Belki üç gün önceydi ama
23 Eylül de iyi ki var.

Çünkü diyorum çocuk,
seslerin ancak giderken mavileştiğini de
yeni söylemiyoruz.
Bu sanki 
kendini özel bir ısrarla sıkıcılaştıran günlerin de
hala sevilen bir yanları olmasaydı keşke.

Değil mi ki, “zaman yok, eskime var?!”

Her şeyin bir sonu olduğuna inananlara
bir tokat patlatıp, kaçarak...